2 Şubat 2011 Çarşamba

Mısır'ın Ekonomisi ve Etkileri


Mısır’da durumlar bu aralar karmaşık. Olayın uluslararası ilişkiler boyutu başlı başına yeter ama olaya bütün bakarsak birçok önemli etmeni görebiliriz. Olaylar karmaşık tamam da elbet bir gün durulacak ve siyaset çözülecek peki siyaset dışında etkilenen durumlar nasıl çözülecek? İsyan Mısır’a derin izler bırakıyor ve ileride toz duman gözden gidince olay yeri daha kolay görülecek ve birileri ‘’ben ne yaptım? ‘’ sorusunu soracak ve bunun tartışması değil;  yani sorun değil çözüm üreterek bir şeylerin üstesinden gelinmesi gerektiğini düşünmelidirler.

Ekonomi ülkeleri ayakta tutan, onları ‘’gelişmiş ülke’’ ya da ‘’gelişmekte olan ülke’’ sınıfına sokan bir bilimdir. Yaşamdır ekonomi. Ekonomi hayata, insanlara ve ülkeye can verir. Ülkenin yönetilip yönetilmediğini ekonomi bize söyler. Peki, Mısır’ın ekonomisi ne olacak?
Zaten isyandan, kaostan önce yolsuzluk, yüksek enflasyon ve işsizlik vardı. Ve de olaylardan sonra bunların üstüne daha da kötü durumlar eklenecek.

Ekonomi için nüfus çok önemli etkenlerden biridir. Gelişmekte olan ya da geri kalmış ülkelerde kalabalık nüfus demek zor bir durumun içinde olunduğunun göstergesidir. Çünkü ülke kalabalık oldukça yaşam kalitesi düşmektedir. Yüksek nüfuslu ülkelerde hizmet kalitesi diye bir şey yoktur, aksayan hizmet vardır. Gelişmiş ülkelerde ise nüfusun kalabalık olması sorun değildir. İş gücüne çok ihtiyaç olduğundan kendi çalışanı bile yetmez, yabancı işçiler takviyeye gelir.

Mısır’ın kültürü eşsizdir ve deniz olanakları bakımından bölgesinde lider bir yeri vardır. Bu sebeple Mısır’da turizm, ekonominin şah damarı; halkın ise en çok para kazandığı bir sektördür. Olaylar malum; bu yüzden Mısır geçici bir süre servis dışıdır yani turizm sektöründen biraz uzak kalacak bu durum para yok demektir. Bu da Mısır ekonomisinin zararda olacağı ve zor durumdan kolay kolay kurtulamayacağı demektir. Koyun can, kasap ise et derdinde durumu şu an ekonomiyi konuşmak. Ama ekonomi ileride anlaşılacak. Şimdi insanlar canının, adaletin peşinde ama daha sonra ortalık sakinleşince giden etler yani ekonominin bitmesi insanları üzecek yeni hükümet ise içinden zor çıkarılacak bir durumda olacaktır.


Dünya da insanlar yurt dışına tatile gitmek, ülkesinden uzaklaşmak istiyorlar. Önemli sayıda insan Mısır’ı tercih ediyordu ama bu olaylardan sonra Mısır’a gidilmeyecek. Yani Mısır turizmden potansiyel paralarını başka ülkelere ‘’pas’’ edecek. ‘’Burada Mısır’ın zor durumu Türkiye’nin turizm ekonomisine katkısı olur mu?’’ diye bir soru geliyor. Tabii ki bizim turizmimize büyük bir katkısı olacaktır. Mısır’da süren isyan bize yaramış oldu.  Kruvaziyer yolcu gemilerine hakim 6 şirketten 4’ü Mısır’ı turdan çıkarıp Türkiye’yi ekledi. Ayrıca bu kruvaziyer yolcu gemisinin özelliği normal turistin 3 katı fazla para harcaması. Tur şirketleri Mısır’ın incisi İskenderiye’yi çıkarıp yerine Marmaris, İzmir ve İstanbul’u rotalarına ekledi. Bu durum mart sonuna kadar 100 bin turist bekleniyor demektir. Mısır’da olan halk ayaklanması Türk turizmine yaradı. Mısır isyankârlarla uğraşırken biz ise turistlerle uğraşacağız. İnce bir çizgi… Çok uzak olmayan iki ülke; Mısır ve Türkiye. İlk yurtta barış; sonra da dünyada barış temennisini söyleyerek umarım Mısır bir an önce sakinleşir.

Son olarak ise Türkiye’nin turizm potansiyeli artmaya devam ediyor. Mısır’daki olaylar sebebiyle Türkiye’yi tercih edecek turistlerin dışında dünyanın birçok ülkesinden insanlar ülkemizi tercih edecek. Bu arada Türkiye’nin uluslar arası başarısı inkâr edilemez. Artık Türkiye bölgesinin dışında dünyanın gözdesi olan gelişmekte olan ülkelerden en önemlisidir. Birçok ülkelerle ikili antlaşmalar yapılarak vizeler kalıyor ve turistler sadece pasaport ile ülkemize rahatça yolculuk yapabiliyor. Bizim vatandaşımızda diğer ülkelere rahat ve refah içinde gidebiliyor. En son olay ise Rusya ile önümüzdeki aylarda vizelerin kalkması durumu. Turizme çok kazançlar katacak. Çünkü Türkiye, Rusların birincil tatil merkezidir. Vizelerin kalkmasıyla birlikte Türkiye’ye gelen Rus sayısı da doğrudan artacaktır. Bacasız sanayimizin daha da gelişmesi ve dünyadaki tüm ülkelerin Türkiye’yi tanıyıp medeniyetlerin merkezi olan Türkiye’nin daha kaliteli bir ülke olması yeni dünya düzeninde beklenen bir durumdur. Tek şart ise daha çok çalışmaktır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder